Popüler Yayınlar

27 Haziran 2016 Pazartesi

Einstein'ın Yalnızlık İzafiyet Teoremi.
















Ne yapsan da geçmez yalnızlık hissi.
Yazsan da çizsen de, içsen de, ölsen de yanlız ölürsün, pardon yalnız.
Yalnızlığın ortasında ayakta dikilmiş ve dikkat çeken kocaman bir "L" harfi gibi.
Yalınayak, başıkabak kavak ağaçları.
Bizim gibi gezentilerin toprağa dikilmiş halleridir o harf, hepsi bu.

Büyütülecek bir durum değil.
Büyüyücek kadar zaten akıllanmadık.
Akıllı olacak kadar okumadık.
Çok okuyabilecek bir kütüphanemiz de zaten hiç olmadı.

Parmaklarım kaleme, dilim mürekkep tadına aç!
Sen hala yazmadın son 11 dakikadır.
11 içindeki dikilen iki yalnız rakam da cabası.
Her yerde yalnızlığı bize anımsatan sokak satıcıları gibi, mazbut, kadirşinas..

Geçenlerde uçakta yalnızlığa uçtuğumuz bir dönemde Einstein'ın son sözleri..
KAHKAHALARLA, (Pardon ben gülemem, en azından 31 yıldır.)
Tebessüm ve beyin duvarlarıma çarpıp durma hali..(4.hal)
" Sevgili Gökoğuz, ikimizin çalışmaları birbirine çok benziyor, ama senin çalışmanın ne olduğunu pek anlayamadım"
Ne bu şimdi?
Einstein'a sevgilerimle..ve gülücük..(Gülüyor)


24 Haziran 2016 Cuma

Yalnızlık Manifestosu












Güzel birşeyler dilemek mi?
Dilek de , güzellik de sendin.
Bana kalmadın..
Gittin.
Git.
Ben bira içmek için buradayım.

Yaşamda kalabilmek için birkaç kez ölmek gerekir, amma hoş!
İşte, insanı sevebilmek için de hiç tanımamış olmak gerekir.
Ben ya bütün dünyayı istedim, ya hiç birşeyi.
Neyseki hala biraz biram var.
Demekki bir şansım daha var olabilir..
Biram ya kalmazsa? kalmadı..
Sen de kalmadın, gittin..

İyi miyim?
İyiydim..Vazgeçtim, değilim..
Kemiklerim kırılıyor,
Ruh acısı işte.
Sen olsan bişeyim kalmazdı ama,
Kalmadın.

23 Haziran 2016 Perşembe

Tanrıçaların peşinde koştuğu Kadın..














Kıskançlık damarlarımızın basınca dayanamadığı bunaltıcı günlerin serinleticisi..
Sabırsız günlerin, ardı ardına boy gösterdiği küçük öyküler..
Arjantin kasabalarındaki renkli araflardan izlenen tek göz odalar..
Lüzum var mı bunca his ve anıya, yoktur eminim..
Bizler, Romalılardan, Orhun yazıtlarından, Şeyh Sadi Şirazi'den aşkı öğrenen yeni yetmeler..
Öğrenemiyoruz, daralıyoruz, bekleyemiyoruz. Halbuki her otobüs durağının üstü kapalı.
Ve her yerde yazıyor bu illet hastalık..Çaresizliğin kısırdöngüsü..
Başa sarmaktansa sondan başa ilermeyi öğrendiğimiz hayat da cabası..

Binlerce güzel kadının milyonlarca yağız hayranlığına kayıtsız kalamayız da,
Kaydedilmeyen hafızalara senin o bakışlarını saklayabiliriz, ne dersin?
Kaybedilen onca ruhun, eskimiş, kullanılmayarak en dibe çökmüş hali..
İstediğimiz o işte..Tam ortadaki.
Mahiyetinde kadıncıklar barındıran, barınak altındaki sofamızda..

Şarabın da, çayın da içindeki kan renginin suyla birleşmesi gibi o ruh..
Melankolinin, meyan kökü ve bir kelamla 8. hal aldığı gerçeğindeki ruhun.
Gizlediğimiz karakterin sende halden hale girmesi de asıl lüzumsuzu..
Lüzum; çarşıdaki dolanan ruhun aksine içindeki ruhu çekip bedenine oturtmaya çalışmak ise,
Direnme artık..
Zamanı bırak..İyi ya da kötü o bizsiz de dönecektir.
Zaten doğru zamanda kaybolmuş insan görülmüş şey mi hiç?
Kollarını ve dudaklarını aç ki, yerleşsin soyutlanmış dünyamızdaki her damlaya.
Molyerden, Mevlana'ya öğüt veren tüm dostlara selam,
Sana aşk..

Hasretle..Gökoğuz..



17 Haziran 2016 Cuma

Hüsran Vol. 31 Years

















Kadınların soylu tavırları bizleri saray palyaçosu yapıyorsa 
Kabahat kimin? ( Bakınız Kabahatler Kanunu)-5326
Karşıdan emirler yağdırıp şuh kahkahalar atanın mı,
Suratındaki sırıtışla bunu kabul edende mi?

Her yolun sonu belirsiz, 
Her yol Bağdat..
Geri kalmış medeniyetlerdeki kadın tavırları gibi, 
Dünya kadınlarımızın kontesliği..

Elden tutup dünyayı tekrar fır döndürecek bir el?
O dünyalar Lut kavmiyle sonlandı değil mi?
Ya da Hz Adem ile birlikte..emin değilim..
Yaşantı yok, nefes yok, su bile yok iliklerde..

Ne yapmalı?
Ya içelim ki çenemiz düşsün..
Ya susalım da, anlamış bu desinler..
Ya da küfür edelim dünya ırkındaki her bir şahısa..
Külliyen yalan..Ben öyle şey yapmam..
Hem vallahi hem billahi..

Her nesilde anlamamız için indirilen kitap..
Her asıra gelen bir alim..
Global Optimize bilmem ne mekanizması..
Eyyy Kuantumcular, Hegelciler..
Ne hala yaradanı bulabildiniz 180milyar yıldır..
Ne de kadının sırrını çözebildiniz. 
Deliren onca insana yazık değil mi? Münafıklar..

Adaletsiz yaradılışa bir de bu mu eklendi?
Kıvrımların anlamını yitirdiği bu Ramazan, Şaban ya da Gökoğuz aylarında bizler çözümsüzüz.
Çözümlenemeyen, çözümsenmeyen, çözümü mutlak sır olan bu gizil süreç.!
Yordun bizi hadi siktir git artık da adam gibi ölelim..
"Yaşatmayan Yaradan öldürüyor işte" diye nameler yazacağımıza,
"Öldürmeyen acı güçlendiriyor" demek de nesiymiş? ( Bakınız Niçe)
It's Bullshit..
Kaçtım. Kib, bye


13 Haziran 2016 Pazartesi

Gökkuşağıyım ben.

















İç acır, iç yanar, iç paramparça olur da,
Yine susar.
Kadınların her tepkisinde yere serilen milyonlarca erkek ceseti..
Her kadın suretinin büyüsündeki biz erkekler!
Yaradılmışların en düşük mertebesi, en süprüntü malzemesi..
Yaratılanların gözdeleri..Akıl hocaları, saçları güzel olanları..
Bir bakışıyla yere seren güç..milyonlarca beyin..
Ahlaklısı hoş sözüyle,
Edepsizi güzel bakışıyla,
Sadık olanı bir öpücüğüyle,
Vurdumduymazı küçücük kahkahasıyla,
Yaşlısı el öptürerek öldürüyor da bizler hep susuyoruz.!

Haksa hak, adetlerindeki kanlar, doğurganlıklarındaki sancılar..
Hepsi hak..
Akıl oyunlarının en üstü..Dünya müfrezesinin ince topuklu komutanları..
Bir emriyle dünyaları yıkabilecek doğmamışların en üst akıllıları..
Susmamızın tek sebebi..Susturulan, susatılan, ölüme aç susuzluk..
Kıtlık..

His mi? İnanma..Aptallık et, inan..İnandıracaklar..
Bizler, ilk yaradılanlar..Hep inandık..Tanrıya, yarattığı kadına..İlme, dine..
Söylenene, görülene..Nefesimizi nefsle kesene..adı nefise olana..
Doğurdukları her bir erkek çocuğunun basiretiyle artan sancılar..Belki hak..
Dünyanın ritimsizliğine orkestra olan doğanlar..oğlanlar..
Tanrının yarattığı dünyayı döndüren kadınlar..Evimizi, kütüphanemizi..
Dünyamızı döndürenler..
Semaya ulaştıranlar..
Semayla, deryayla bizleri buluşturanlar..
Bizi gökyüzünde, denizde, toprakta boğup yapayalnız bırakanlar..

Her sarılan tütünün yegane sebepleri..
Armağanların, tutkuların, oğulların tek sebebi..
Meksikadaki bir agavenin tek iğnesi..
Bize verilen acının edebi gayesi..
Gidiş..Gittin..Tüm kadınlar gider..Kadınlar..
Erkeklere üzülmeyi bile öğreten güzel kadınlar..

Çocukluğumu istiyorum..
Oğlanın cinsiyetten çıkıp sadece çocuk olduğu eski milatlar..
Hislerimiz taşıyor. Kalabalık heryer..
Feminist, hümanist, antisemitist, rasyonalist olmadığımız anne karnındaki toyluğumuz..
Velosipetimize pasta cila atıp cadillac sandığımız, sanrılarla dolu, ama meteliksiz mutluluklar.
Çok oldu mu sahi bunlardan geçeli?

Ben çocukluğumu istiyorum..
Kadınların sadece anne olduğu..Sevişmenin, adet olunmanın boktanlığını bilmediğimiz..
Kadınlarımızın 86. kocası olduğumuz bu günlerde..
Kolera günlerindeki aşka ne oldu?

Öksürmenin tek bir mendildeki kana karıştığı..
Yatak çarşaflarının sadece iki çıplaklıktaki terle nemlendiği temiz çarşaflar..
Kadınımın ıslaklığı..Erkeğin erlik suyundaki bağlılık..
Kalmadı değil mi öylesi aşklar..Boşver..
Paramparça aşklar ve köpeklerin aslında aşkın köpeklik olduğunu anlattığı eski dolgun gözyaşlı filmler.
Müzeleşmiş, rafa kalkmış, soyut ruhlar..
Bağlılığın iş, güç, oda dolusu para ve meşakatten geçtiği ölümlü günler..

Bizler gidiyoruz..
7 uyurların yüzyıllarca gizlendiği o küçük mağara..evimizdir bizim..
Bizler..Güzel sevenler..Saç telinin kokusunu ömrü billah içinde saklayanlar..
İntihara meyilli güzel adamlar..
Lüzumsuz denen küllüklerde doğani kadehlerde boğulan sessiz ama derin adamlar..
Denizlerin, derya olduğu vakitlerde gördüğümüz o küçük inlerimize gidiyoruz.
Cinsiyetsiz, kimliksiz..tanınmanın, tanışmanın mümkün olmadığı sessiz gökkuşağının altına..

Yağmurdan önce başlayan aşkların, yağmurla harmanlanması..
O ilk öpücüklerin sebebi olan ben..
Gökkuşağıyım..
Yağmurun, kadınımın ıslaklığı..
Hepsi susuzluk bana..
Sustum..
Gökkubbenin Berikası..Arafı..Otağıyım ben..
Gökkuşağındaki bir rengim ben..
Hepsi sana ait olan..sadece tek bir renk..
Su rengi..