Popüler Yayınlar

23 Şubat 2014 Pazar

BIUTIFUL



Hayranı olduğum filmi tekrardan izledim. Çocukken farkına varamadıklarımızın büyüdükçe resmin de büyümesi anlamına geldiğini yeni anladım. Adam idrarından kan gelmesi, çanta işi yapması, çalıştırdığı Çinlilere kendince iyilik yapmaya çalışması, çocuklarına kızması, onlara sarılması, iyi bir baba olmaya çalışması. Kendimi izlemiş gibi oldum yine. Sevdiğim tema, ölüm teması. Sonunda ölmesi. Soğuk bi yere göçmesi. Hayat iyi kötü bir şekilde gidecek, sevdiklerimiz yanımızda olacak, zamanı geldikçe hepsi gidecek, ya diğer dünyaya ya başka mekanlara. Enerjileri yanımızda hep kalacak. Kokuları hep kalacak. Her ney sesi duyduğumuzda anımsatacak, hüzünletecek. 2006'daki çocukca yapılan tatillerdeki çocuk yüzleri gidecek, oturmuş kırlaşmış saçlarında emekleri, yüzüne yansıyan duyguları birer birer tek kelime etmeden anlatabilecek bize. Hepimiz hamız aşk ile yanarız peki ya sonra?  Ölüm tabiki korkutmaz, gerçek sevgiliye bilinmeyene yolculuk, ama ya sevdiklerinin korkması, işte bu üzüntümüz olur. Anacığım ne eder oralarda diye endişeler, cevapsız sorular, şartsız Yaradana güven. İçinden çıkılmadığında dünya sırt çantasını alıp insan özüne dönmek istemez mi? İlkel hayata dönüp huzurla diğer dünyaya göçmeyi beklemek, daha az insanı hayatına alıp, başkaları hakkında daha endişesiz bencilce yaşamayı. Hem o zaman daha kıymetli olmaz mı zorluklarla elde ettiğin Su, kendi yetiştirdiğin hazırladığın tavuk, hazırladığın ve pişmesini beklediğin ekmek. Besmele çekmeden yenen pizzadan, tavukçudan aldığın hazır pişmiş tavuktan, bakkaldan aldığın bayatlamayan süper lezzetli ekmekten daha kıymetli olmaz mı yaşamın? Kendi yaptığın şarap, ağaçtan oyduğun kadehte daha aşka ulaştırmaz mı seni? Sevgiliye bir adım daha..Ölümün olduğu yerde daha ciddi ne olabilir ki..Daha iyi hatırlanmak. Öylesine yaşamamış olmak. http://www.youtube.com/watch?v=W9_t0lIDXOw Şu videodaki adamlar gibi birilerinin ruhuna işlemek, akşama kadar masa başında insanların ayağını kaydırmaktan daha öte değil mi? Düşünmek yetmez, yapmalı..Ne zaman? Ne zaman kahraman isterse..O ne zaman kırlaşmış saçlarını bu anlamsız şehirlerde değil de, küçücük barakamızda göstermek isterse..Kokusuyla şükretmemi sağlarsa tekrar..