Popüler Yayınlar

27 Mart 2015 Cuma

175.Gel..

Seni hem çok iyi anlayıp hem hiç anlamamak..
Güzel gözlerin çok yorgunken bile anlamamak..
Durumsal farkındalık dedikleri mudur? şehrin karmaşası..
Yemek yemiyorsun ki ellerimle hazırlayayım.
Sıcak süt içer misin sevgilim?
Sütün kaymağını da hiç sevmezsin ki, tüh..Yumurtayı sevmediğin gibi.

Kötü görünüyorsun.
Kötü işte bazen herşey bildiğin kötü, bed.

Zaman ne çok şeyi geliştirdi hayatlarımızda.
Acıktıkça zamanı yedik, kendi ruhumuzu yedik.
Tanrının içlerimize serpiştirdiği, küçük küçük üflediği ruhlarımızı..

"Sen ne güzel bir adamsın be çocuk" cümlesiyle başlayan,
Ham erik rakısının ağızda bıraktığı tat ile olgunlaşan,
Ege kasabalarında sonlanan aşklar kadar dramatik yedik zamanı.
Afgan kadınlarının burkaları kadar dramatik..

Üşümedi mi ayacıkların?
Kat kat giydirdiğimde anneciğini hatırlatır diye yapamıyorum da..
Ne de güzel özlersin anneciğini.. Güzel uyusun..

Güzel dudakların tıpkı ellerimle papatyadan yaptığım taç gibi kurumuş,
Şarap içtiğinde o mükemmel parlaklığın aksine..
İçeri gel kadınım..
Sağ ayağını tam da kalbime at.
Hanemizin tüm bereketini barındıran o güzel saçlarınla..

Gel benim yokluk ile varlığı bünyesinde, o kıvrımlı vücudunun aksine küçücük göğüs kafesinde taşıyan kadınım..
Elektriğim yok ama, sana mumlarla sofralar süslerim..
Zenginliğim yok ama bahçedeki sebzelerden nefis yemekler yaparım.
Ege sofrasından, karadeniz mutfağına..
En sevdiğin taze fasulyeyi öpmeye sevdiğin ellerimle toplayarak..
Gitmenin olmadığı dünyama gel.

Razıyım ben seninle bir battaniyeye sarılıp uyumaya..
Altında terleyip su istediğin battaniyemiz..
Susadın mı sahi güzel yüzlüm?
Isıtıp da sunarım sana o kendi taşıdığım pınar suyunu.
Ne de hassastır miden..
Dilersen duştan sonra saçlarını da tararım.
Anne yadigarı aynada güzelliğine bakmaktan sıkılmadan, tararım..

Neyin eksikliğini yaşatmak isterim ki sana,
Sende herşeyin fazlası varken..

Gönlüm aktı, içim aktı.
Yağmurun bilinmeyenden toprağa akması gibi..Sana..
Yıllara sığdırılmayacak kadar az mı sevgim sahiden?
Sana kanmak, doymak için bir ömür yeter mi bu sıradan adama? Şüphe yok buna.

Ne de güzelsin buğday tanelerinin arasında..
Dervişler gibi uçuşuyor eteklerin.
İkinizde gıdasınız bana.

Elimden çok bir iş gelmez ama çalışma masanı da kitap raflarını da ben sana yaparım.
Ben bir tek sana yaparım.
Sen içeri gel kadınım.
Boynundan yayılan o kokuyla odamızı şenlendir.
Bakışlarınla bana erkekliğimi, dokunuşlarınla babalığımı hissettir.
Sen içeri gir kadınım.
Yüzyıllık yalnızlığa sağ ayağınla gir.

Cennet kokusunun  emekle yapıldığı, senin için sana yaptığım derme çatma yuvamıza gel.
Önünde motosikleti de bulunan minik yuvamıza..
Sinan'ın yaptığı yapılar kadar sağlam,
Semerkant kadar görkemli olmasa da,
Harcını senin için kardığım,
Gün ışığının sen olduğu yuvamıza..

Yine söyleyeceğini söyle kenara çekilip köşene otur.!
Gözlerini kısarak bak!
Ciğerime işleyen soğuk gibi hissettirerek..

Sırtına yastık ister misin? Yastığım temiz değildir belki, gömleğimi sereyim üstüne..
Seversin sen erkeğinin kokusunu..
Sana kadınlığını, anneliğini hissettiren adamın kokusu..
Hadi gel artık sevgilim, gir..

Öksürüyorsun yine..kızmalı mıyım?
Azaltsak mı artık sigarayı?
Ne de güzel tutarsın; ağzın, ellerin hepsi bir başka tutku..
Garaj kapılarına yapılmış grafitilerin tüm renkleri sen yaslandığında siyah ve gri..
Seversin sen siyahı..
Yeter ki kararmasın sol göğsümüzün altındaki madenimiz.

Seni görmeyeli bir kaç saat oldu.
Güneş dünyanın etrafında bir kez bile dönmedi, ay çıkmadı..
Bilinmeyenden gelen yağmur tanesi bile henüz gebergah'a düşmedi.
Ben yine seni çok özledim be kadın..

Nar yemeyi sevdiğin gibi nar çiçeği eteğinde ne yakışırdı sana.
Giysen yine sana ait olan için..
Hadi artık çok beklettin..
Kadırgaların su üzerinde ilerleyişi..
Kaptanın rota belirleyişi gibi tek hamlede at adımını..
Sağ ayağınla gir kalbime, gel..



3 yorum:

Pusulasız Hayat Kitap Sesleri dedi ki...

Güzel bir blog takipteyim:)

Pusulasız Hayat Kitap Sesleri dedi ki...

Güzel bir blog takipteyim:)

Zoe dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.