Popüler Yayınlar

20 Haziran 2019 Perşembe

Sadeleş















Burnumu kırdılar
Güvenimi kırdılar
Kalbimi kırdılar
Gururumu kırdılar
Telefonumu bile kırdılar.
Zincirlerimi kıramadılar.

Bağlı olduğum kendim ve kendimden geçen sihirli kısacık zincir.
Gözlerimdeki kan çanaklarında öfkeden, güvensizlik ve korkudan başka bir şey şimdilik yok.
Olamazdı da.
İnsanım ben, sade vatandaş.
İyi bir baba ve annenin sevebileceği bir oğul.

Tutkumu çaldılar,
Özgüvenimi çaldılar,
İnancımı çaldılar,
Arkadaşlığımı çaldılar,
İyi bir koca olmamı bile çaldılar.
Güzel bir baba olabileceğim gerçeğinin yanına bile yaklaşamadılar ama.

Kalbimdeki elli bin sinir hücresinin hepsine bağlı olan evlatlarım.
Yüzümdeki her mimikte  koruyamama, sahip çıkamama ve uzun süre yaşayamama korkusu.
Her saniyesinde yitirdiklerimi yerden yere vurup çoğaltan herkesin umursamazlığı.
Oldu bunlar, hepsi oldu.
Ağlayamadım bile.
Nasıl ağlanacağını bilmezdim bu zamana kadar
Ağlamaklı olmak diye bir deyim var doğduğum yerde.
Ağlamaklı oldum.
O hissimi yeşerten güruh,  kuru ağaca bir yudum su vermedi.
Ve ileride gölgesinde sığınacağımız dalımız da hiç olmadı.

İyi bir baba ve annenin sevebileceği bir oğul olabilirdim.
Ben aslında iyi bir baba da olabilirdim.
Babam gibi bir baba..
Mizacımız ve mizahımız uymadı.
O sadeydi, ben sadece.
O gülmezdi ben kahkaha atamazdım.
Ben ondan 30 yıl önce öldüm
O benle birlikte.
Kıranlar, çalanlar hala hayatta.
Ne denir ki baba.
"Kadınlar hüzünlü prenses olmayı bırakıp, bilge kadın olmalı"

Müzik : https://www.youtube.com/watch?v=RQYBXyTeh_0

Sevgiler, Gökoğuz.



Hiç yorum yok: